11 Eylül 2015 Cuma

PARA NEREDE? (2)

Güney çevre yolunu sıklıkla kullanıyorum. Bağlantı yollarının stabilize halini bile sayısız kez kullanmışımdır. Nefes aldı şehrin güney kısımları. Kuzey çevre yolunun yapılacağı duyumları bir kez daha su serpiyor yüreğimize. Bir sorun yumağı daha çözülecek şehrimin…
Peki, insanların, araçların ulaşımını rahatlatan şehrimin para akışı da bu kadar rahat mı? Şu soruyla başlayalım: şehre para nerelerden giriş yapar?
Üretici sattığı üründen (Mal veya hizmet) para kazanır.
İşçi çalıştığı üretim işletmesinden aldığı ücretle para kazanır.
Memur aylık maaşı ile gelir elde eder.
Rantçı bankadaki parasının getirisiyle gelir elde eder.
Öğrenci ailesinden gelen katkıyı, burslarını gelir olarak kullanır.
Kamu kurumları hazineden gelen ödeneği, desteği, hibeyi şehir ekonomisine aktarır.
Tüm bu para giriş kanalları bir şehir için kan dolaşımı kadar önemlidir. Üretici için çevre yolu demek; Meyve Sebze Hali, Organize Sanayi Bölgesi, Galericiler Sitesi, Ticaret Borsası, Hayvan Pazarı, Buğday Borsası demektir. Ürettiği ürün için Pazar riski, fiyatlama riski, tahsilat riski, nakliye sorunları, depolama sorunları, lojistik ihtiyaçları, üretim/tüketim zaman uyumsuzlukları, hammadde temin belirsizlikleri, kalifiye işçi temin etmede karşılaşılan zorlukların giderilmesi gibi unsurlar üreticinin rahat hareket etmesini ve daha yüksek gelir elde etmesini sağlayacaktır. Organize sanayi bölgesi nerede? Ulaşım nasıl sağlanıyor? Kaç tane büyük ölçekli profesyonel çalışan soğuk hava depomuz var? Lojistik firmalarımızın sayısını araştırdınız mı? Meyve sebze halinde depolama koşulları ne durumda? Hayvancılık OSB’de üretilen ürünlerin çeşitliliği yeterli mi? Mobilya OSB’miz var mı? Gıdada ürettiğimiz ürünlerin % kaçını işleyebiliyoruz?
Üretici için bankacılık işlemleri, para akışının stabilize yol / asfalt yol / duble yol mahiyetini belirler. Bankacılık işlemlerinden alınan masraflar, işlem hızı, kredi karşılığında istenen teminatların niteliği, kredi çeşitliliği, bölgesel yatırımları fonlayabilecek kredi türleri, bölgesel krizlerde takınılacak kredi tavırları, şube kanallarının konum etkinliği, banka çalışanlarının bölgesel bilgi ve tecrübesi üreticiye olan para akışının hızını ve verimliliğini belirleyecektir. Bankaların girişimcilik veya yatırım şubelerine bakın. 56 banka şubesi var şehrimizde, 40 kadarı merkezde (sayı son zamanlarda değişmiş olabilir). Şube başına 2014 yılı itibariyle 10.000 civarında kişi düşüyor. Bunların kaç tanesi girişimciliği, yatırımcılığı, üretimi doğrudan destekleyebilecek nitelikte bir yapıda ve bu konularda tecrübeli kalifiye personel istihdam ediyor? Ayrıca, Elazığ’da kişi başı ortalama toplam mevduat rakamları 2009 yılında 2.412 TL iken 2014 yılında 4.574 TL olmuş, Elazığ ilinde 2009 yılında kullanılan kişi başına nakdi kredi tutarı 1.900 TL civarlarında iken 2014 sonu itibariyle kullanılan toplam nakdi Kredi tutarı 7.792 TL olmuştur. (Kaynak Fırat Üniversitesi Harput Araştırmaları Dergisi Cilt: II, Sayı:1, Elazığ, 2015). Kredilerin çok önemli kısmı tüketici kredileri olup yatırıma aktarılan tutarın ise tamamına yakını enerji sektörüdür. Yani bankalar ya tüketimi doğrudan desteklemiş ya da devlet destekli bir sektörü, hiç riske girmeden desteklemiştir.
Çalışanlar için ilk sorulması gereken istihdam durumudur. Çalışmak isteyip de mevcut ücret seviyesinde iş bulamayanların sayısı ne kadar fazla ise şehre giren para o kadar azalacaktır. Ücret geliri olmayan bir işçi hemşehrimizin şehir içindeki tüketime de katkısı azalacaktır. Çalışanlar için bir diğer sorun mevcut işler için yeterli iş tecrübeleri olmaması nedeniyle işsiz kalabilmeleridir. İŞKUR gibi kurumların bu sorunu zamanında ve iyi analiz ederek çözmesi sadece iş sahibi yaptığı hemşehrimize değil tüm şehrin ekonomisine, para akışına olumlu katkıda bulunacaktır. İŞKUR ve Belediyemizin gayretleri hangi iş kolunun kalifiye çalışan ihtiyacını giderebiliyor? Yoksa il dışından, hatta ülke dışından çalışanlar mı getirtiyoruz.
Memurlar ve kamu çalışanları için iş tercihi şansı pek yoktur. Şehir tercihi yaparlar. Neden Elazığ? Yeteri kadar sağlık imkanı varsa, yeteri kadar eğitim olanağı sunabiliyorsanız, ikamet edilecek uygun mahalleriniz oluşmuşsa, sosyal alanlarınız, sinema, tiyatro, alışveriş olanaklarının yeterliliğini sağlayabildiyseniz tercih edilirsiniz. Yazın ve baharın keyfini bahçelerimizde çıkarırken Elazığ dışından gelip burada görev yapan kamu çalışanlarının bahçeleri olmadığını unutursanız bir Kültür Park yapmak çok geç aklınıza gelecektir. 
Ranttan elde edilen geliri de hesaba katmalıyız. Faiz olur, kar payı olur, kira olur. Burada hassas soru şu? Rantçının elde ettiği gelir yeniden bankaya mı yatıyor? Sanırım cevabı bizim şehrimiz için evet.
Kamu kurumlarının ödenek ve desteklerinden taze ve zahmetsiz para akar şehirlere. Gelen ödenek harcanırken şehir esnafı, tüccarı rahat nefes alır, taze para girer şehre. Bu ödenek ve destekler doğru kişilere ve zamanında aktarılırsa taze kan olur şehir ekonomisine. Son dönemde 100 milyonlarla ifade edilen hibeler aktı şehrimize.
Bir şehir için gelir kanalları çok daha çeşitlendirilebilir elbette. Başlıcalarına değindik. Her birini şehre pompalanan taze kan farzedelim. Önce bu taze kanın şehre ulaşmasını kolaylaştıracak yollar üzerinde durmalıyız. Bu yolları çevre yollarında olduğu gibi kolaylaştırırsak şehre girecek paranın kendiliğinden artmaya başlayacağını göreceğiz.

Bir şehre çok para girmesi tek başına yeterli olmayacaktır elbet. Sonraki yazımızda da şehre girişi sağlanan paranın tüketim tarafına bakacağız. Çünkü Şehrin gelir seviyesini kalıcı olarak arttırabilmek için, yukarıda başlıcalarına değindiğimiz gelir sahiplerinin harcamalarının mümkün olan en yüksek oranda yerelde yapılmasını sağlamamız gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder