Yeni hükumetimiz ile birlikte ekonomi yönetimi de değişti.
Yakın zaman önce Merkez Bankası Başkanı da değişmişti.
Küçük küçük faiz indirimleri de gelmeye başladı.
Peki, faizler düşerse ne olur?
Faiz, başkasına ait parayı kullanmanın karşılığı ödenen bedeldir.
Parayı bir mal gibi düşünürseniz, başkasının malı olan parayı kullandığınız
için ödediğiniz kiradır faiz. Bir malın kira bedelini o malın değeri belirler.
Mal değerli ise kira bedeli de yüksek olur. Şimdi buradan yola çıkarak Faizlerin
düşmesinin ne anlama geldiğini bir daha değerlendirelim.
Diğer ülke paraları da o ülkelerin mallarıdır. Her ülkenin
parasının piyasada bir değeri vardır. Bir finans kuruluşundan kredi ve benzeri
parasal talepte bulunduğunuzda Türk Parası veya Döviz türlerine göre farklı
faiz oranları talep ederler. Her bir para biriminin kendi fiyatı oluşmuştur.
Faiz oranları serbest piyasada belirlenir. Merkez Bankaları bu
oranları doğrudan değiştiremezler. Merkez Bankası, Piyasaya daha düşük oranda
para borç verirse piyasa faiz oranlarının da düşeceğini öngörür. Böyle bir
durumda, sizin ülkenizin merkez bankası borç verdiği paralara uyguladığı faiz
oranını, -diğer fiyatlar ve koşullar değişmeksizin- düşürürse parasının
değerini diğer para birimlerine karşı düşürmüş olur. (Bu sonuçlar diğer para
birimlerinin serbest olarak işlem görebildiği açık piyasa için geçerlidir).
Artık, sizin paranızı alıp kullananlar daha az faiz öderler, siz diğer para
birimlerini alıp kullanırsanız nispeten daha fazla faiz ödemiş olursunuz.
Türk Parasının faiz oranının düşmesi sonucu, TL kredi kullanacak
kişiler için kredi maliyetleri düşmüş olur. Daha fazla kredi kullanarak, daha
fazla tüketim ve daha fazla yatırım yapabilirler. Ayrıca, paranızın değeri
düştüğü ve malların fiyatları değişmediği için, dış alıcılar sizin
mallarınızdan artık daha fazla talep ederler ve böylece ihracatınız artar.
Bu arada başka neler olur?
Bir Dolar artık daha fazla TL ye karşılık gelir. Yani kurlar
yükselir. İthal ürünler daha fazla maliyetli hale gelir.
Yurt içinde tüketim artınca mal fiyatları da artar ve enflasyon
oranları yükselir.
Bunlar güzel şeyler, neden hemen faizleri düşürüp ekonomimizi
canlandırma konusunda bir fikir birliği yok?
Diğer etkileri sorgulayınca, faizleri düşürmenin tek başına işe yaramayabileceği
ihtimali ortaya çıkıyor:
Mesela, uzun yıllardır 5-10-15-20-25-30 yıl vadeli TL ve Dövize
endeksi borçlanma yapan Hazinemizden borç kağıdı alan yatırımcıların
ellerindeki tahviller, faizler düşünce değer kazanır. (Tahvil fiyatı piyasa
faizi beklentisi ile ters orantılıdır) Bu tahvillere sahip olanlar faiz oranına
ek olarak faiz farkından da para kazanırlar. Mevcut yerli tahvile olan talep
artacak, yeni çıkarılacak tahvile olan talep düşecektir (faizin daha fazla
düşmeyeceğine inanılan noktada).
Merkez Bankası faizleri düşürünce, bankalar daha düşük faiz
oranlarıyla Merkez Bankasından borç alabilecekler, ama piyasaya daha düşük
oranlarda para vermeyeceklerdir. Çünkü, ülkemizde para talebi hala çok
yüksektir. Kredi talepleri soğutulamamıştır. Mevduatın krediye dönüşüm oranı
%120 seviyesindedir. Kısacası, halkın tasarrufu yetersizdir. Dışarıdan yeniden
para girişi gerekecektir.
Faiz, Merkez Bankasının para politikasında istikrarı sağlaması
için en etkili silahıdır. Öyle bir zaman gelir ki faizi düşürerek ekonomide
ciddi bir canlanma sağlayabilirsiniz. Ya da ekonomideki aşırı ısınmayı faiz
oranlarını yükselterek durdurabilirsiniz. Üretim artışının olmadığı böyle
dönemlerde faiz oranlarını düşürmek, mermileri boşa harcamak olabilir.
Merkez Bankası borç verme faiz oranlarının düşmesi sonucu dolaylı
olarak tüketim talebi artacak ve bu da yeterli üretim artışı sağlanamaması
durumunda mal ve hizmet fiyatlarını arttıracaktır. Yani enflasyon
yükselecektir. Enflasyon ile ilgili bir kontrol politikanız varsa bu sekteye
uğrayacaktır.
Şimdi, bu sonuçları birlikte düşünürsek;
Ülkede tüketim ve yatırımı arttırmak amacıyla faizleri Merkez
Bankası aracılığıyla düşürürseniz:
Ülkede üretim ve tasarruflar artmadan kontrolsüz bir biçimde faizi
düşürürseniz, kurlar yükselir, enflasyon yükselir, tüketim harcamaları artar,
borçlanmalar artar, tahvil sahipleri daha fazla zengin olur, merkez bankası
müdahale gücünü kaybeder.
Merkez Bankası, yükseliş eğiliminde olan enflasyonu düşürmek için
piyasadan para çekmek isteyecektir. Daha fazla yeni iç tahvil satmak isteyecek,
bu durumda tahvil faizleri yükselecektir.
Merkez Bankası, döviz kurlarının artışını yavaşlatmak isteyecek,
bunun için piyasaya döviz satacak, rezervlerini eritecek, piyasadaki TL yi geri
çekecektir. Ekonomiyi canlandırmasını beklediği piyasadaki para artışını bu kez
kendisi eritecektir.
Anlaşılan o ki, faiz indirmek gereklidir. Ancak, Merkez Bankası,
piyasadaki düşüş eğiliminde olan faiz oranlarına öncülük etmek amacıyla borç
verme faizini düşürürse en doğrusunu yapmış olur. Aksi durumda, mevcut gücünü
ve kaynaklarını hiç yere heba etmiş olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder