İstikrar kelime anlamı olarak “Aynı kararda, aynı biçimde
sürme, kararlılık, stabilizasyon, denge” gibi anlamlara gelmektedir.
Ekonomik istikrar ise; ekonomik büyümenin uzun yıllar boyu
çok fazla aşağı yukarı hareket etmeden sürdürülebilmesi, işsizliğin düşük
oranlarda tutulması, fiyat artışlarının, bütçe açığının, borçlanmanın, dış
açığın kontrol altında tutulabilmesi ile sağlanacak bir durumu ifade eder.
"Sürdürülebilir Büyüme" için üreterek büyümek şarttır.
Bir ülke ekonomisi üretmeden de bir müddet büyüyebilir. Dış malları içerde bol
bol tüketerek büyüyebilirsiniz. Dış tasarrufları yasal ya da yasal olmayan
yollarla iç piyasaya sokup bir müddet büyüyebilirsiniz. Bir kısım sektörleri
özellikle destekleyerek (konut vb) bir müddet büyüyebilirsiniz. Ancak, belli
bir dönemde üretim artışının büyüme içindeki payı arttıkça, büyüme; fiyat
artışları, bütçe açığı, dış açık gibi sorunlara neden olmaksızın sürdürülebilir
bir niteliğe kavuşmaktadır.
Üretime dayalı istikrarlı bir ekonomik büyüme için ise üst
perdeden yürütülen para, maliye ve gelir politikalarının senkronize bir uyum
içinde olması, piyasa ekonomisinin çalışmasını bozmaması çok önemlidir. Bu da
ekonomik yönetimin istikrarlı bir siyasal yönetimle desteklenmesini gerektirir.
Siyasal istikrar, ekonomik istikrarı sağlayabilmek için önemli bir gerek
şarttır ama gerekli olan tek şart değildir.
Siyasal istikrar, siyasal iktidarın, toplumdan aldığı
yetkiyle, yasal düzenlemeleri yapması, ülke yönetimini istikrarlı bir biçimde
yürütmesi ve yaptığı işlerde halkın desteğini alması olarak tanımlanabilir.
Siyasal istikrarın tek başına sağlanması, ekonomik istikrarın
sağlanması için yeterli değildir. Buna ilave olarak sosyal istikrarın da
sağlanması gerekmektedir. (Mahfi Eğilmez)
Sosyal istikrar, bir arada yaşayan toplumun bir arada yaşama
duygu ve düşüncesinin yara almadan uzun süre devam ettirilmesinin sağlayacak
etkenlerin uygulanabilmesi ile mümkündür. Toplumların bir arada yaşayabilmesini
sağlayan temel unsurlar uzlaşma ile belirlenir. Birlikte yaşama sanatı olarak
da adlandırılan bu unsurlar bütünü, yönetim biliminin 21. Yüzyıl için olmazsa
olmaz gördüğü başarı kriterleridir. Ekonomik, sosyal, siyasal sınırların
ortadan kalktığı bu iletişim çağında toplumları bir arada tutak klişe
değerlerin çok ötesine geçip “Uzlaşma” yöntemini uygulamak zorundayız.
Uzlaşmanın da çok sayıda yolu var elbette. Amacımız ekonomik istikrar ise, uzun
süre toplumu bir arada uyumlu olarak yaşamaya adapte edecek değerler ortaya
koymak gerekir. Zorla, zorbalıkla bu biraradalık istikrar için yeterli
olmayabilir.
Öyleyse, ekonomik istikrar için öncelikle siyasal ve sosyal
istikrarı birlikte sağlamalıyız. Bunlardan birisindeki eksiklik bizim ekonomik
istikrarı yakalayamayışımızda etkili oluyor olabilir.
Bunlara ek olarak, siyasal ve sosyal istikrarını sağlamış bir
ekonomide, ekonomik istikrar için de olmazsa olmazlar vardır. Nedir bunlar?
Normal şartlar altında, rekabetçi bir piyasa ekonomisinde çok
fazla düzenleme olmaması gerekir. Eğer, piyasa ekonomisi sürekli olarak aksıyorsa
ve tam rekabet piyasasının şartlarını oluşturamıyorsak, bu amacın dışına
çıkmamak koşuluyla ve geçici nitelikte bir kısım düzenlemeler yapılabilir.
Bunların en başında asimetrik bilgi dağılımını minimize etmek
gelir. Mesela, bir rant getirecek imar planından tüm ekonomik aktörlerin
haberdar olmaması ekonominin rekabetle işleyişini bozar. Konut müteahhitleri
arasında bir kısmına arazi tahsisi yapıp maliyet avantajı sağlıyorsanız
sektörün kalanındaki rekabete dayalı işleyişi bozarsınız. Düzenleme yapayım
derken göz çıkarabilirsiniz.
Siyasal rakip, sosyal rakip olabilir ama, ekonomik rekabetle
bunlar asla birbirine karıştırılmamalıdır. Ekonomik rekabet ve üstünlükler
siyasal ve sosyal alanda nasıl asla kullanılmamalı (siyasi ekonomik kararlar
veya zenginlerin medyası örneği) ise, aynen öyle de siyasal veya sosyal
üstünlük alanları asla ekonomik rekabet üzerinde kullanılmamalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder